Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Nihat Aydın
Varis hastalığı, genellikle alt ekstremitelerde venöz yetmezliğe bağlı olarak gelişen ve toplardamarların genişlemesiyle karakterize edilen kronik bir durumdur. Yaş, varislerin ortaya çıkmasında önemli bir risk faktörü olmakla birlikte, tedavi planlamasında tek başına belirleyici bir kriter değildir.
Yaşlanma süreciyle birlikte damar duvarlarının elastikiyeti azalır, venöz kapakçıklarda yetmezlik gelişme riski artar. Bu durum, özellikle ileri yaş gruplarında varis görülme sıklığını artırır. Ancak tedaviye karar verirken hastanın yaşı kadar genel sağlık durumu, eşlik eden hastalıklar, yaşam kalitesi üzerindeki etkiler ve bireysel beklentiler de dikkate alınmalıdır.
Modern varis tedavi yöntemleri, yaş gözetmeksizin geniş bir hasta yelpazesinde başarıyla uygulanabilmektedir. Endovenöz lazer ablasyon, radyofrekans, skleroterapi ve yapıştırma (glue) gibi minimal invaziv teknikler; özellikle cerrahiye uygun olmayan ileri yaş hastaları için güvenli ve etkili alternatifler sunmaktadır. Bu yöntemler, genel anestezi gerektirmemesi ve iyileşme sürecinin kısa olması nedeniyle yaşlı hastalarda da tercih edilebilmektedir.
Sonuç olarak, yaş tek başına varis tedavisinde mutlak bir engel oluşturmaz. Önemli olan, hastanın genel durumu ve tedaviye olan yanıt potansiyelidir. Multidisipliner değerlendirme ile kişiye özel planlanan tedavi, hem komplikasyon riskini azaltmakta hem de yaşam kalitesini artırmaktadır.
Kaynakça:
1. Eberhardt RT, Raffetto JD. Chronic venous insufficiency. Circulation. 2014;130(4):333-346.
2. Gloviczki P et al. The care of patients with varicose veins and associated chronic venous diseases. J Vasc Surg. 2011;53(5 Suppl):2S-48S.
3. Almeida JI et al. Cyanoacrylate adhesive for the closure of truncal veins. J Vasc Surg Venous Lymphat Disord. 2013;1(4):349-356